Çünkü; Hayvan Özgürlüğü, İnsan Özgürlüğüdür.

Fotoğraf

Mark Hawthorne

Hayvan hakları aktivizmine diş bileyenler tarafından kabul gören yaygın bir yanlış anlama var, bunu da Kanada’nın her yıl fokları katletmesini protesto ederken bana söylenen şu sözlerle en iyi şekilde ifade edebiliriz: “siz hayvan haklarını savunan insanlar neden zamanınızı insanlara yardım etmek için harcamıyorsunuz?” Bu soruda gizlenmiş (aslında bir suçlama bu) şu inançları görüyoruz:

a-     İnsan türü, diğer bütün türlerden üstündür.

b-     Hayvanların menfaatlerini artırmak için çalışanlar, insan düşmanıdır ya da en azından insanları pek umursamamaktadır.

Aslında benim tanıdığım her hayvan aktivisti,  hayvan özgürlüğü ve insan özgürlüğü arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu biliyor. Onlar hayvanlara yönelik şiddetin çoğu kez insanlara yönelik şiddeti tetiklediğini biliyorlar; dirikesimin barbarlık ve tehlike dolu bir pratik olduğunu biliyorlar; hayvan eti ve hayvan sıvılarını yemenin (yumurta ve süt ürünlerini yemenin) insan hastalıklarına büyük bir etkisi olduğunu biliyorlar; yaklaşık 750 milyon insan her gece yatağa aç giderken, dünyadaki tahılların üçte birinin fabrika çiftliklerindeki hayvanlara verildiğini biliyorlar; hayvanları kendimize boyun eğdirmemizin ötenazi cinayetleri, soykırım ve  kölelik gibi bir çok insan trajedisine sebep olduğunu biliyorlar. Bu gerçeklerin farkında olanlar sadece hayvan aktivistleri değil; ama bize parmaklarını sallayarak tehdit edenlerden farklı olarak bizler bu konuda birşeyler yapıyoruz.

Hayvan sömürüsü ve insan sömürüsü arasındaki ilişki binlerce yıllık. “Eternal Treblinka” adlı  eserinde tarihçi Charles Patterson hayvanların evcilleştirilmesi ve istismar edilmesinin insanların birbirine davranışı konusunda nasıl bir mdoel görevi üstlendiğini anlatıyor (sitede Dr. Steve Best’in bu kitapla ilgili eleştiri ve değerlendirme bulunuyor, okumayanlara okumalarını öneririm). Köle ticaretinde kullanılan zincire vurma , kırbaçlama, damgalama ve hadım etme gibi pratiklerin hepsi ilk önce gıda amaçlı yetiştirilen hayvanları kontrol edip tahakküm altına almak için kullanıldı. Patterson, kitabında feminist Elizabeth Fisher’ın ” Sahip “ olarak var olan insanın hayvan köleler üzerindeki dikey ve hiyerarşik konumunun insan zulmünü yoğunlaştırıp insan köleliğinin temellerini attığını söylediğini yazıyor. Hayvanlara yönelik ihlaller  insanlara yönelik ihlallere hız kazandırdı.

Bu arada hayvan eti yemek ulusal bir meşgale haline geldi, tabii doğal olarak kalp krizinden, kanser ve inmeden ölmek de öyle. Hiç kimse hastalığa karşı bağışıklık sahibi değil, ama ADA’ya göre vejetaryenlerin koroner kalp yetmezliğinden ölme oranı daha düşük, ayrıca vejetaryenlerin kolesterol seviyesi daha düşük; tansiyon ve tip 2 şeker, prstat ve kolon kanser oranları da daha düşük. Aslında ortalama olarak vejetaryenler et yiyenlere kıyasla 10 sene daha uzun yaşıyor, et yiyenlerin veganlara kıyasla  obez olma riski 9 kat daha fazla. Yapılan çalışmalar vejetaryen çocukların et yiyen çocuklara kıyasla daha çok uzadığını ve daha yüksek IQ sahibi olduğunu ortaya koyuyor, et yemekten vazgeçen yetişkinlerin ise et seven kültürümüzün başını ağrıtan kornik sorunların çoğunu ters yüz edebilir, önleyebilir. Hayvan aktivistleri iyi planlanmış bir vegan öğününün ihtiyacımız olan bütün besinleri bize sağladığını (hatta proteini bile), bizi  et, yumurta ve süt ürünlerinde bulunan doymuş yağ, kolesterol ve bulaşıcı maddelerden koruduğunu bilir. Ayrıca tipik Batı tarzı ete dayalı beslenme biçimi sadece 2,5 milyar insanı beslerken bitkilere dayalı bir beslenme biçimi gezegendeki herkesi besleyecektir.

Tarım ticareti sayı olarak hayvan ızdırabından en çok sorumlu olan alanlardan birisi ise de (her yıl dünya çapında 55 milyar hayvan öldürülüyor- yükselmeye devam eden ve insanı afallatan bir istatistik), ürün deneyleri ve tıbbi araştırmalarda (dirikesim) hayvan kullanmak da şüphesiz insanın aklına gelebilecek en korkunç zulümleri barındırıyor. Her yıl milyonlarca hayvan işkence görüyor, hastalık bulaştırılıyor. Tavşanlar kör ediliyor. Fareler vücutları kadar büyük tümörler geliştiriyor. Hayvanların omurgaları kırılıyor, vücutları sayısız kere açılıyor, beyinlerine teller bağlanıyor. Bu prosedürlerin çoğunda anestezi kullanılmıyor. Hayvanlar çoğu kez diğer hayvanların öldürülmesine tanık oluyorlar.

Dehşet verici hayvan istismarının yanısıra dirikesim insanlar için de tehlikeli olabilir; çünkü insanlar ve öteki hayvan türleri arasındaki fizyolojik farklılıklar vücutlarımızın ilaçlara ve hastalıklara farklı şekillerde tepki vermesine neden oluyor. Mayo Clinic’in kurucusu olan Dr. Charles Mayo şöyle söylüyor: “ dirikesim sayesinde elde edilen hiç bir başarı, hiç bir bilimsel keşfi yok, dirikesimle elde edilen bütün bilgiler gaddarlık ve barbarlıkla elde edilmiştir ancak. Baştan sona hepsi şeytani bir kötülükle dolu..” İngiltere’den Dr. Vernon Coleman ise daha açık şekilde ifade ediyor durumu:” bir çok dirikesimci hâlâ daha yaptıkları şeyin insan hayatını kurtardığını iddia ediyor. Yalan söylüyorlar. Gerçek şu: hayvan deneyleri insanları öldürüyor, hayvan araştırmacıları ise her yıl binlerce erkeğin kadının ve çocuğun ölümünden sorumlu”. (Vernon Coleman’ın kitapları son derece bilgilendirici ve bir ara onlara da başlamayı düşünüyorum.)

Son olarak, psikologlar ve kriminologlar hayvanları istismar eden insanların diğer insanlara şiddet uygulama oranının hayvanlara şiddet uygulamayanlara kıyasla 5 kat fazla olduğunu söylüyor; “Katiller” çoğu kez çocukken hayvanlara işkence edip onları öldürerek başlıyor işe, bunu FBI’dan  konu uzmanı Robert Ressler söylüyor.  Evdeki şiddet bile hayvan istismarıyla başlıyor; yapılan çalışmalar kadınların veya çocukların istismar edildiği vakalarda hayvanların da kurban olduğunu ortaya koyuyor.1995 tarihli bir çalışmada barınaklarda kalan kadınların %71’inin eşi ya da partnerinin aile hayvanına zarar vermekle tehdit ettiği ya da doğrudan hayvana zarar verdiğini ortaya koyuyor.

İnsan düşmanlığı gibi bir saçmalık bir yana, bir hayvan aktivisti diğer insanlara ulaşmayı başardığında aslında sadece hayvanlardan yana eylemde bulunmakla kalmıyor, diğer kişinin insanların ve hayvanların ezilmesi arasındaki bağlantıyı anlamasına yardımcı oluyordur.

Cem

 

Çünkü; Hayvan Özgürlüğü, İnsan Özgürlüğüdür.” üzerine bir yorum

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.